Kentsel Çöküşüm

1999 depremi sonrası dünya başımıza yıkılmıştı. Hazırlıksız olduğumuz açıktı. Merkezi Gölçük olan depremde, Avcılarda kayıplar yaşandı, deyim yerindeyse binalar üfleyince yıkılıyordu.
Kentsel dönüşüm 2010 sonrası çok ciddi arttı, bir çok bölgede öncelikli yerler belirlendi. Ama acil olan yerler dururken , çok hızlı rant elde edilebilen bölgelerde, çok ihtiyaç olmamasına rağmen hızlı bir yıkıp yapma süreci başladı. Bu hızlı rant, dönüşümün acil ve elzem olduğu bölgelerde yapılan konutların satışını da çok olumsuz etkiledi, böylece hem acil olmayan binalar yenileniyordu hem de acil olanlar yenilenemiyordu veya yenilenme süreci farkında olmadan veya umursanmadan olumsuz etkileniyordu.
Sonuç mu?
Kentsel dönüşümün çok acil olduğu, yıkılmak üzere olan bölgelerde devlet eli ile işin içine sokulan müteahhitler, bir bir iflas ediyordu. Çünkü onlar az rantabıl olan bu dönüşüm bölgeleri için devlet planlaması ile uğraşırken, gözüaçıklar ( devlet nası izin veriyorsa veya verdiyse) bol rantlı alanları kentsel dönüşüm ayağı ile hızlıca yaptı sattı.
Sonuç mu?
Sistem çöktü, firmalar çöktü, konu cıvıdı, 1999 daki ölünler unutuldu, ve satılamayan stoklar ile başbaşa kalındı.
2019
Kartalda bir bina kendiliğinden çöktü ardından komşu 2 apartman daha çökme tehlikesi ile yıkıldı. Çökme esnasında 21 vatandaş hayatını kaybetti. Ölüm! Olunca konu tekrar hatırlandı ve yine Kentsel dönüşüm olacağı ama bu kez acil olanların yapılacağı söylendi “söylendi”.
Peki inandık mı? Bizde olsa olsa Kentsel Çöküşüm olur.
İyi haftalar.
© 2019, İbrahim Kıyıkcı. All rights reserved.